CUSCO'DAN MACHU PICCHU'YA
12. gün (6 Nisan 2022) - Chinchero - Moray - Salinas - Ollantaytambo
Sabah erken kalktık, saat 6:30 da tur minibüsü otele geldi ve bizi aldı.Toplamda 15 kişiyle yola çıktık. İlk gezilecek yer; CHİNCHERO köyü. Burası İnkalar döneminin izlerini taşıyan travertenli bir bölgeydi. Tipik İnka taş duvarları vardı. Eski bir kilise ve sonunda sokaklarda hediyelik eşya satan köy satıcıları vardı. Büyük bir dükkanda Lama ve Alpaka yünlerinden nasıl kilimler şapkalar ve eldivenler üretildiğini gösterdiler. Cusco 3.500 m yükseklikte kurulmuş bir şehir. Bu köy daha yüksekte bir mevkideydi sanırım 3900 kotlarındaydı yani Erciyes dağının tepesinin 3917 m yükseklikte olduğunu düşünürsek bulunduğumuz yerin zorluğunu anlatmış oluruz. Mübeccel sabahtan beri zorlukla yürüyordu, turun yarısına bile gelemedi, minibüse döndü orada bizi bekledi.
Moray antik tarım alanı |
İkinci uğrak yerimiz MORAY denilen spiral dönerli çukur teraslardan oluşan küçük bir yerdi. İnkalar burada sulama ve tarım yapıyorlarmış. Rehberimiz bir çok şey anlattı, bizim anladığımız; her terasta nem ve ısının farklılaştığı, bitki seçiminin ona uygun yapıldığıydı.
Salinas tuz madeni |
Üçüncü durağımız SALİNAS denilen tuz üretim merkezi. Bir vadinin içerisinde tuz tavlalarından oluşmaktadır. Dağın içinde gelen tuzlu su aşamalı travertenlerde bekletilip içinde bulunan su güneşten buhar olup çıkıyor ve geriye beyaz tuz kalıyor. Bunun daha ilgincini Ezincan Kemah yakınlarında görmek mümkün. Ne yazık ki Evliya Çelebi'nin 1600 yıllarında bahsettiği bu yeri bilen çok az insan olduğunu sanıyorum. İnkaların kutsal vadisinde yer alan en büyük şehir URUMBAMBA ya doğru yola çıktık, tepelerden sonra aynı isimde olan nehri takip ederek vadiye indik. Burası etrafı dağlarla çevrili yemyeşil bir bölgedir. Saat 12 yi geçtiği için tur tarafından öğlen yemeğine götürüldük. Güzel ve bol seçenekli bir kır lokantasında ağırlandık. Yemekten sonra vadiyi takip ederek kıvrıla kıvrıla dördüncü durağımız olan OLLANTAYTAMBO ya geldik.
Ollantaytambo |
Ollantaytambo |
Burası yüksek dağların arasında oldukça etkileyici eski bir yerleşim yeridir. Kasabanın hemen bitiminde İnkalardan kalan travertenli heybetli bir bölge var. Karşı dağlarda kayalara oyulmuş heykellerin kalıntıları güneşin doğuşunu ve batışını seyrediyor. Kendine güvenenler yaklaşık 250 m yükseklikte olan tepeye ulaşmak için travertenleri tırmanmaya başlıyorlar. Mübeccel çıkmadı ve doğrusu iyi etti. Çünkü yarın Machu Picchu'ya çıkacağız, bugünü zayiatsız atlatmak zorundayız. Ollantaytambo gerçekten görülmesi gereken bir yer. Tepe noktasına geldiğiniz zaman oturup aşağıdaki yemyeşil vadiyi seyredince yerinizden kalkmak istemezsiniz. 360 derece de ayrı güzellikler seyredersiniz. En tepe noktada bulunan yaklaşık 4 ton ağırlığındaki kayaları nasıl yapıp yerleştirdiklerine hayran kalırsınız. Bu kayaları ince ip kalınlığında nasıl kesmişler ve yerleştirmişler. Tüm İnkalarada görülen ikizkenar yamuk kemer geçişlerini burada da görebilirsiniz. Turda bir adam vardı 70 yaşlarında bir ayağı sakat, o haliyle bütün terasları çıktı ve turu tamamladı. Ona içimde bravo dedim kafaya takınca oluyormuş.
Ollantaytambo'da grubumuzdan ayrılmadan önce |
Artık tur minibüsünden bizim ayrılma vakti geldi. Beşinci durak olan PİSAQ a biz katılmayacağız. Buradan trenle CALİENTES e geçeceğiz. Grupla hatıra fotoğrafı çektirdik, vedalaştık. Ollantaytambo merkezinde indik, el salladık. Kasaba merkezinde biraz dolaştık, ortadaki meydana bakan hediyelik eşya satan dükkanları seyrettikten sonra yürüyerek çok yakın olan tren istasyonuna vardık. 4:30 da Machu Picchu'ya tren hareket etti. Dağları arasında akan Urumbamba nehirini takip ederek nehirle aynı istikamette kıvrıla kıvrıla yeşillikler içerisinde zaman zaman tünellerden geçerek yola devam ediyorduk. Burası bana Hakkari-Şemdinli arasındaki yüksek dağlarla çevrili vadiyi hatırlatıyordu. Önemli fark ortalıkta askeri cemseler ve askerler yoktu.
1.5 saat süren yolculuktan sonra CALİANTES'e geldik. Saat 18:00 ortalık karanlıktı ve bardaktan boşalırcasına bir yağmur yağıyordu. Tren istasyonunda ilerlerken beklemediğimiz bir şey oldu: Bir genç kadın şemsiyesinin altında MOHAMMED yazan tabela tutuyordu, yaklaştım ve Muhammet benim dedim. Evet yanlış değil bizi bekliyormuş. Bu yağmurda iyi bir sürpriz oldu. Rosoli adındaki bu kadının kalacağımız otelde resepsiyon görevlisi olduğunu otele gelince anladık. Otelin adı VALLE DORADO. Tur başka bir oteli ayarlamıştı, orada tadilat olunca bu otele kaydırmışlar. Resepsiyonda beklerken TV de gördüğümüze inanamadık; Machu Picchu'da bizden bir dizi İspanyolca dublaj ile seyrediliyordu. Otel kötüydü. Oda kapısı buzlu cam, masayı bırak tabure bile yok. Nemli külüstür bir yerdi. Kendimizi çarşıya attık biraz gezdikten sonra lokantada akşam yemeğini yiyip otele geldik ve uyuduk. Yarın dağa çıkacağız.
13.gün (7 Nisan 2022) - Machu Picchu
Machu Picchu ilk manzara |
Calientes bir avuç yer. Sabah erkenden otelden ayrıldık, otelin 250 m ilerisinde meydana gittik. Toplanma yerinin burası olduğunu, geçen akşam rehberimiz bize Whatsapp'tan atmıştı. Meydanın adı PLAZA MACO CAPAC. Etrafı yüksek dağlarla çevrili bir meydan. Öyle ki kafanızı 70 derece yukarı kaldırsanız bile dağ görürsünüz. Meydanda kafeler ve küçük bir kilise var. Tura gidecek herkes bu meydanda toplanıyor, saati gelince her rehber kendi grubunu çağırıp tanışıyor. Bizim grupta 2 Kanadalı genç ve 2 Surinamlı vardı. Kadın rehber hariç toplam 6 kişiydik. Machu Picchu'ya gidiş-dönüş işlemi çok organizelidir. Yukarı çıkarken midi otobüsler peş peşe sıralanıyor, elimizdeki biletlerin kare kodunu okutarak otobüslere biniyoruz. Çıkacağımız tepe aslında 3 km civarında ama nasıl yokuş! Yola çıktık yanımızda akan o çılgın çayı takip ederek bir süre sonra köprüden geçip dağa tırmanmaya başladık. Yükseldikçe manzara güzelleşiyor ama uçurum görüntüsü de insanın içini ürpertiyor. Bu arada yaya olarak tepeye çıkan gençleri de yolda görüyoruz. Sanırım onlar merkezden itibaren bu yolu 3.5 saatte alıyorlarmış. Biz arabayla 40 dakika sonra tepeye vardık. Pasaport ve giriş kartlarımızı gösterdikten sonra Doğal Park alanına ayak bastık yani MACHU PİCCHU dayız.
Beni düşündüren Mübeccel'in bu etabı bitirip bitiremeyeceğidir. Hani arabanızın tekerliği patlak olurda acaba lastikçiye kadar devam edebilir miyiz gibi ruh halindeyim. Mübeccel'in yüzüne bakıyorum halsizlik var ama "ben devam edeceğim" umudunu da taşıyor. Yürümeye devam ettik. Bu turlarda genellikle zor tarafından başlanır gittikçe yokuşlar yerini düzlüğe ve nihayetinde inişe bırakır. Şansımız çok iyiydi, hava güneşli, yağmur ve bulut yoktu, manzarayı net görüyorduk. Yürüyüşün tepesinde aşağı vadiye baktığımız zaman karşı tepeyle bizim tepe arasında o muhteşem MACHU PİCCHU göründü.
Machu Picchu |
Bir anda çakılıp kalıyorsun, elin ayağın birbirine karışıyor. Bir yandan doya doya bakmak istiyorsun diğer yanda fotoğraf çekmek istiyorsun, ne olur ne olmaz bulut ve yağmur gelir endişesini taşıyorsun. Bu manzara karşısında büyülenmemek elde değil. Gerçekten dünya harikalarından biri olmayı hak ediyor. Her köşeyi döndüğünüzde tekrar tekrar fotoğraf çekmek istersiniz. Düşünün bu harika yer 1912 yılında Kanadalı bir turist tarafından ifşa edilmiş. Yapılış yılı 1450 lere kadar uzandığını okumuştum.Yanlış hatırlamıyorsam İspanyol sömürgecilerinden kaçıp böyle sarp ve zorlu bir bölgeye bu harika şehri kuruyorlar. Rehber tarihini hızlı geçişler yaparak ispanyolca ve ingilizce anlatıyor, biz çat pat anlıyoruz. Bazı yerleri soruyoruz ikimize tekrar anlatıyor. Eğer anlattıklarının tamamını anlamış olsaydık buraya sayfalar dolusu yazabilirdik. Benim en merak ettiğim şey: Bu travertenler nedir? Niçin yapılmışlar? Rehbere sorduk; şehrin gıda ihtiyacını karşılamak için tarım alanları olarak düzenlenmiş yani ekip biçmek için. Burayı gördükten sonra kayalık yerlerde tarım olmaz diyeceklere sözüm olacak .Mecbur kalınca bal gibi de yapılırmış. Adamlar resmen toprak taşımışlar. Bu arada şunu da ifade etmek gerekir ki bu dağlarda yağmur eksik olmuyor, yılın her saati dağlardan sular iniyor. Ben Machu Picchu'da bu yüzden olmalı sarnıç görmedim. Oysa bizde Romalılar döneminden kalan şehirlerde kuraklık nedeniyle sarnıçlara mutlaka rastlarsınız. Bunun en güzel örneği Antalya'da 1000 m kotunda kurulu Telmasos şehrinde görürsünüz.
Machu Picchu |
Machu Picchu 1450 yıllarında kurulmuş ve burada 800 kişi kalıyormuş.URBAN dedikleri seçkin sınıf burada ŞAMANİZM inancıyla yaşıyormuş. Öbür dünyayla ruhlarla ilişki kurma ve hastalıkları iyileştirme gücü olduğuna inanılan Şamanizmin ritüellerini gösteren evler, barakalar, oyulmuş kayalar, güneş saati ,toplu ayin yerleri heykeller, resimleri gezi boyunca göreceksiniz. Her birinin bir anlamı var. Burada aklımıza ilginç bir hatıra geldi. 2017 yılında Sibirya'yı gezdiğimiz zaman Baykal Gölündeki Olkhon Adasında rehberimiz bizi şaman ayinine götürmüştü, orada gördüğümüz Şamanizmle buradaki çok benziyorlar. Yani Pasifik Okyanusunun her iki tarafında da Şamanizm var. Bu insanlar çekik gözlü, bodur yapılı, yassı burunlu boyunsuz ve göbekli yapılarıyla birbirlerine çok benziyorlar. Hatta bir yerlerde okumuştum; Asyalılar yukarıdan Bering Boğazını geçerek Alaska ya geçmişler, oradan da aşağıya doğru Latin Amerika ya kadar inmişler. Daha sonra İspanyol ve Portekiz sömürgecileri tarafından kılıç zoruyla hristiyanlaştırılmışlar. Ne var ki Hıristiyanlık İnkalara hiç uymamış ve halende uymuyor...
Machu Picchu'daki tarım alanları |
Machu Picchu birbirine bakan iki dağ arasına kuruludur. Yerel halk Eski dağ (Keçuva dilinde Machu Picchu)- genç dağ (Keçuva dilinde Wayne Picchu) bu şekilde adlandırmış. Bu dağlar 3000 m kotundayken Machu Picchu 2400 m rakımında kuruludur. Cusco ise 3500 m kotundaydı. Bu yüzden Machu Picchu da nefes almak daha kolaydı. İnkalar en yakın alışveriş yeri OLLANTAYTAMBO'ya lamaların sırtında 4 günde giderlermiş. Mesafe çok uzak değil ama her taraf yüksek dağlarla çevrili. Biz 2.5 saatlik turumuzun sonunda otobüslere binip aşağıya yani CALİANTES e geldik. Kafa karıştıran bir yeri tekrar açıklayalım: CALİENTES neresi? MACHU PİCCHU neresi? Aslında ikiside aynı yer. Şöyle ki:Bu bölgenin adı Machu Picchu şehir merkezine de CALİENTES deniliyor.
Saat 11.00 de şehire indik, tur bitti, rehberle vedalaştık. Karnımız acıktı, istasyona yakın bir lokantada derenin çılgın akan sesini dinleyerek öğlen yemeğini yedik. Peru'nun mor mısır içeceği Chicha Morada'yı burada tattık (sorduk.mor mısır, toz karanfil, tarçın, şekerden yapılmış). Çok güzeldi. Mısır Peru mutfağında çok kullanılan bir gıda ve sarı kırmızı siyah renkleri var. Boyları 3 metreye uzayabilenleri var. Keyif yaparken hava bozdu, bulutlar çıktı, yağmur başladı. Bizden sonraki gruplar ne yazık ki yağmur altında gezmek zorunda kaldılar. Onlara üzüldük.
Kaplıcalar yolu üstünde, Calientes |
Akşam 9:30 treniyle OLLANTAYTAMBO'ya ve oradan bağlantılı otobüsle Cusco' ya hareket edeceğiz. Akşama kadar bu küçük kasabada ne yaparız diye düşünürken resimlerden anladık ki 500m yukarıda dağların arasında bir kaplıca var. Oraya gidelim dedik. Yoldaki dükkanlarda satılık, kiralık mayo ve havlu var, 20 sol vererek eşya işini hallettik. 40 sol vererekte bilet aldık, girdik. İçeride eşyalarımızı dolaba koyduk, anahtarları bize verdiler. Pasaport ve paramızı ne olur ne olmaz diye yanımıza aldık. Biraz sonra sıcak sulara kendimizi saldık. Çok iyi geldi, dinlendirici ve keyifliydi. Yemyeşil dağların içinde hem yüzüyor hemde az alkollü meyve sularımızı içiyorduk. Havuzlar farklı sıcaklıkta 34-36-37 derece gibi. Machu Picchu'ya gelmiş turistler olduğu gibi yerli halkda buraya gelip dinleniyor, geceleri de açık olduğunu anlıyoruz. İçecek kısmı pahalıydı. Biz 2 meyve suyu ve 1 adet Nescafe için 80 sol (328 TL)ödedik. Zamanı olan ve bu keyfi yaşamak isteyen kişilere tavsiye edilir.
Calientes'deki kaplıcalar |
Akşam 9:30 treniyle OLLANTAYTAMBO' ya hareket ettik. 10:50 de indik. Bağlantılı otobüse gittik, herkesin adı var. Kendi otobüslerine binenler gidiyordu bizim ismimiz yoktu. Meğer bizim gideceğimiz otobüs firması grevdeymiş bu yüzden gelmemişler. Neyseki aksilikler için bir dolmuş varmış. Biz de kişi başı 15 sol ödeyerek dolmuşla gece saat 01:00 de Cusco'ya geldik. Tur firması 30 sol u bize ödedi.
Böylece hayallerimizdeki Machu Picchu turunu istediğimiz şekilde tamamlamanın keyfiyle yeni otelimize geldik. Burada bazı bilgileri aktarmak isteriz:
- Calientes'de Machu Picchu'ya çıkmak için BİLET (42 $) -OTOBÜS GİDİŞ (24 $)-OTOBÜS DÖNÜŞ (24 $) dır.
- Gençler isterse yaya çıkıp inerler sadece kapı bilet parasını ödeyerek daha ucuza getirebilirler.
14.gün (8 Nisan 2022) - Cusco'ya dönüş, değişen planlar
Bugün kahvaltıdan sonra oda da oturup cep telefonumuzla saat 11 e kadar vakit geçirdik. Öğlene doğru dışarı çıktık. Mübeccel maalasef kendine gelemiyor, yürüyemiyor, sık sık yolda yorulup dinleniyor, merdiven çıkamıyor. Cusco'nun 3500 mlik irtifası onu sarsıyor. Onun solunumundan rakımı öğrenir oldum. Otelimizin yakınında 1604 yılında yapılmış ve bugün müze olarak kullanılan manastırın içini gezmeye bile mecali kalmamıştı. Ben içeriye girip gezdim, o bahçede oturdu. La Plaza De Arma'ya geldik, biraz oturduk ve etrafı seyrettik. Ama keyfimiz yoktu. Mübeccel otele dönüp yatacağını söyledi. Önce yemek yiyelim dedik. Bu meydanın güney batı ucunda 2 katlı sevimli bir lokanta, asansörü de var. Üst katına çıkınca tüm meydanı zevkle izlersin karşıda devasa kilise var, insanlar, lamalar, satıcılar, güzel bir ortam sergiliyorlar. Burada oturduk, ikimizinde çok sevdiği sebzeli kinoa çorbasından istedik. Gelen çorbada mısır, havuç, bakla, kinoa taneleri var, yağsız ve iki kişiyi rahatlıkla doyuracak kadar. Garsondan limon ve şili acısını isteyip içine katınca çok lezzetli oluyordu.Yemekten sonra otele döndük, Mübecel istirahat etti. Ben de bu durumumuzu gözden geçirmeye başladım. Anladım ki BOLİVYA'ya gidemeyeceğiz. Çünkü 3500 mlik Cusco bizi perişan etmişken 4000 mlik LA PAZ'a gitmek çılgınlık olur. Mübeccel burada fenalaşırken La Paz' da kim bilir ne hale gelir. Bu sebeplerle Bolivya' ya gitmeyi iptal ettik. O zaman Cusco'dan acele kaçmak gerekiyordu.
Yeni hedefimiz ŞİLİ... İnternetten bilet araştırdım 2 gün sonrasına yani 10 Nisan 2022 tarihine biletleri aldım. İstikamet Cusco-Lima-Santiago. 2 kişi için 865 $. ödeme yaptık.
Şili devletinin Covid 19 için daha sıkı bir yol izlediğini duymuştuk. Bunun için Türkiye'den henüz ayrılmadan bir ay öncesinde Şili devletinin internet sitesindeki matbu aşı kartını doldurduk ve mail ile gönderdik, onlar da bize kabul ettiklerine dair belgeyi gönderdiler. Kendi aşı kartımız da var. Ama yetmiyor, bir de 48 saati geçmeyen PCR testi istiyorlarmış. Cusco'da bu işi yapan sağlık laboratuvarlarını araştırdık yarın için randevu aldık 8-10 saat içerisinde testin sonucunu vereceklerini ifade ettiler. Umarım terslik çıkmaz.
Cusco |
15.gün (9 Nisan 2022) - Peru'da son gün
Bugün PCR testi yaptırmak için araştırma yaptık. Bu test Türkiye de 240 tl (60 sol) a yapılırken, Cusco'da 470 sol a kadar fiyatlar var. En uygun olarak kişi başı 280 sol dan 560 sol vererek PCR testini yaptırdık ve 8 saat sonra gidip aldık, sonuç negatif. Artık ŞİLİ'ye geçmek için engelimiz kalmadı.
Gündüz serbest dolaştık, Kübra’ya uğradık. Yine sıcak ve güleryüzle çaylar ikram etti, hoş sohbetlerimiz oldu. Yine güldürdü bizi. Hondraslı ve Kolombiyalı arkadaşları geldi. Onlarla İspanyolca ve İngilizce çat pat sohbetler yapıldı. Çayın verdiği enerjiyle müze ziyaretine gittik. DOMİNGO önemli bir müze. İspanyollar 1600 yıllarında buraya geldiklerinde İnkaların TEMPEL dedikleri tapınaklarını yıkmışlar ve onun bazı sağlam duvarlarını kullanarak üzerine bu iki avlulu Manastırı yapmışlar. Gördüğümüz her manastır yerli halka yapılan zulümü hatırlatıyordu. Nitekim manastırın ana caddeye bakan cephesinde bu tarihsel vahşeti anlatan Picasso'nun GUERNİCAsına benzer kocaman bir tablo var.
Sömürgecilerin İnkalara yaptıklarını gösteren tablo, Cusco |
Akşam yemeğini La Plaza De Arme'nin doğu köşesinde MR.CUY diye bir restoranda yedik. İlk defa Alpaka eti yedim. Izgara, pilav ve patates ile karışık verilen yemek çok lezzetliydi, et sulu ve yumuşaktı. Ancak bunları söylerken içim cız etti. Gündüz boyunca bu güzel sevimli hayvanlarla fotoğraf çektiriyorsun akşam da onları yiyiyorsun. Mübeccel bir şey söylemedi ama Alpaka etini yemedi. Peru’da büyük fareye benzeyen Gine domuzu adında evcil bir kemirgen var. Çarşıda pazarda ve lokantalarda bu hayvanı tüm olarak pişirler, derisi soyulmuş, kızartılıp tabağa yatırılmış şekilde sunarlar. Lüx restaurantlarda sıklıkla gördük masalarda.Yemedik. Bu akşamki yemek için 82 sol (325 TL) ödedik. Lokantada Peru'nun yerli kızılderili kıyafetiyle kaval çalan bir müzisyen vardı. Çaldığı müzikle sanki gece ay ışığında ormanda yürüyorsun bir yandan kuş sesleri diğer yanda su çağlayanı gibiydi, onun CD sini satın alıp lokantadan ayrıldık ve yürüyerek otele geldik. Yarın akşam saat 20;00 de LİMA ya oradan da SANTİAGO ya (ŞİLİ) gideceğiz...
Gine domuzu |
16.gün (10 Nisan 2022) - Şili'ye hazırlık
Bugün Peru dan ayrılıyoruz. Kahvaltıdan sonra eşyalarımızı otelin emanetine bıraktık, akşam 18.00 e kadar boş zamanımız var. Cusco'da dolaşmaya başladık. Ama çok yorulduk hele Mübeccel 100 m'yi bir defada zor yürüyebiliyordu. Oksijen azlığı fena bastırıyordu. Akşam üzeri Kübra'ya uğradık, vedalaştık. Sırt çantalarımızı otelden alıp bir taksiyle havaalanına geldik, çok yakın 15 dakika sürüyor (8 sol). Check-in işlemlerinden sonra 20:35 uçağıyla Cusco'dan ayrıldık. Bu güzel şehri gezmek için normalde 10 gün zaman ayırmak gerekir ama oksijen azlığının yarattığı yorgunluğu hesaba katmak gerekir.
Gece 11:00 gibi LİMA'ya indik. Uçak değiştireceğiz saat 00:23 uçağıyla Peru'dan ayrılıp Santiago (Şili) ye gideceğiz. Bütün evraklarımız hazır:
- Sigorta
- Son 48 saatlik PCR testi
- Şili için aşılarımızı gösteren digital belge
Biletten önce yapılan ön kontrollerde bir evrakımızın eksik olduğunu söylediler. C19 denilen bu evrak önceden hazırlanmıyor, uçuştan 18 saat önce Şili devletinin sağlık sayfasında digital ortamda internette indiriliyormuş. Biz bunu bilmiyorduk. Havalanında internet nerde? Nasıl yapılır? Biz daha bunu anlayana kadar uçak kaçtı ve havaalanında kaldık.
17.Gün (11 Nisan 2022) - Şili'ye giriş: Covid 19 önlemleri
Oğlumuz Fırat'ı aradık, o istenilen belgenin resmini gönderdi. Fırat ikimiz için o belgeyi hazırlayıp bize gönderdi. Bizi bir telaş aldı acaba biletlerimiz yandı mı? Yeniden bilet mi alacağız? Neyse ki bilet almadan sabah 8:30 uçağıyla bizi göndereceklerini söylediler. Buna sevindik. Fakat ne olduysa dediler ki; sizin ŞİLİ'den çıkış biletiniz yok, bu yüzden sizi gönderemiyoruz, çıkış biletini göstermek zorundasınız. Hoppala.. Şili den sonrası sizi ne ilgilendirir? Kaldı ki Şili devletinin böyle bir isteği yok!...Siz neden istiyorsunuz? Bunu söyleyince yüzünü asıp seninle ilgilenmiyorlar. Biliyorsunuz havaalanı görevlisi son adam olduğu için DEVLET odur. Üsteledikçe şüpheli konumuna düşüyorsun. Mecbur kaldık, en yakın noktaya bilet alıp çözelim şu sorunu dedik. Havaalanı internetini kullanarak 11 gün sonrası için Şili'den Arjantin'e ( 22 Nisan 2022) bilet aldık. Santiago-Buenos Aires (300 $)
Nihayet 3 saat süren bir yolculuktan sonra Santiago'ya indik. Şili devletinin kurallar yönüyle çok sıkı bir ülke olduğunu daha önceden duymuştuk. Evraklarımızın tam olduğundan emindik. Havalanında indikten sonra pasaport kontrolüne gitmeden önce yolcuların Covid 19 dökümanlarını kontrol eden uzun bir masa boyunca oturmuş 20-25 kişilik görevli gurubuna yönlendiriyorlar. Bize bakan görevli, evraklarımızı nerdeyse mercekle inceliyor ve üst üste koyuyordu. Sınavı geçen çocuk gibi bizde seviniyorduk. Bir şeyler konuştu ben anlayamadım Mübeccel anladı meğer diyormuş ki; senin işin tamam ama kocanızı yeniden PCR testine gönderiyorum. Neden? İşte…benim henüz 48 saat dolmamış PCR testim elinizde neden yeniden test istiyorsunuz ?.Öylee...Yapılacak bir şey yok yeniden test numunesi aldılar. Mübeccel gülüyor ”maskeyi sadece dudaklarını korumak için taktığını anladılar”…Ve pasaport kontrolüne geçtik. Herkes 2 dakikada geçerken polis bana kafayı taktı. Kaç günlüğüne Şili'ye geldiniz? Ne maksatla? Hangi otelde kalacaksınız? Bu arada çaktırmadan kalacağımız otele mesaj atıp cevap bekliyor bir türlü kaşeyi basmıyor. Nihayet 20-25 dakika sonra kaşeyi bastı da kurtulduk. Bu durum bana Rusya ve Fas'ı hatırlattı.İsmimden dolayı her Moskova'ya gittiğimde Çeçen teröristi muamelesi görüyordum.Özel odada sorular sorar sonra bırakırlardı. Ne ilginçtir ki 66 yaşındayım Şili'de de aynı durum başımıza geldi. Bu engellemelerden öyle sıkıldım ki bir ara geri dönmeyi bile düşündüm. Sonra buralara bir daha gelemeyeceğimizi düşünerek kendi kendimize sabırlı olmamızı telkin ettik.
Havalanından çıktık güneşli bir ortam etrafımıza bakındık, gideceğimiz otel için 30 $ istediler. Biz belediye otobüsüne bindik 3000 peso (5 $) ödeyerek HOTEL GRAND PALACE'a geldik. Bugün ağabeyim Sinan İlhan'ı kanserden kaybettiğimizin 3. yılı...Onun hayali ve acısı içimi burktu. Keşke birlikte gelebilseydik. Oğlu Ferhat'ın mezar ziyaretini Facebook'da görünce içimiz sızladı.
Otelimiz gayet güzel şehrin merkezinde çift odalı butik tarzında olduğu için mutfağı var. Bu akşam yakınımızda ki markette biraz alışveriş yaptık ve dinlenmeye geçtik.
Gezimizin devamı: Şili'de 10 gün
Yorumlar
Yorum Gönder